Tıp Terimleri Sözlüğü
Kopenhag Üniversitesi’nden araştırmacılar şeker moleküllerini kullanarak saman nezlesi için tedavi sürelerini azaltabilen ve tedavilerin etkisini artırabilecek yeni bir aşı geliştirdiler. Halen en erken araştırma aşamasında olan aşı, farelerde test edilmiştir. Yöntem potansiyel olarak farklı aşı formları, örneğin otoimmün bozukluklar için aşılar geliştirmek için de kullanılabilir.
Alerji yaygın bir hastalık haline geldi ve dünya çapında yüz milyonlarca kişi alerjik rinit veya saman nezlesi, soğuk algınlığı, yorgunluk ve kırmızı, kaşıntılı gözler gibi rahatsızlıklardan muzdarip. Sağlık ve Tıp Bilimleri Fakültesi’nden araştırmacılar bu gelişmeyi sonlandırmaya bir adım daha yaklaştılar. Araştırmacılar, farelerde alerjinin gelişmesini önleyen bir aşı geliştirdiler. Tedavilerin etkisini artırabilecek ve tedavi sürelerini azaltabilecek spesifik şeker moleküllerine dayanır.
Mevcut aşılama biçiminin optimize edilebileceğine inanıyoruz. Başlangıçta hedefimiz, alerji aşılarının dayandığı proteinlerin yapay bir üretimini oluşturmak ve proteinleri optimize ederek onları daha etkili ve hızlı çalışmasını sağlamaktı. Bunu şeker molekülleri kullanarak yaptık. Uzun vadede amacımız tedavi süresini yarıya indirmek, aynı zamanda tedavi dozunu düşürmek.
Hücresel ve Moleküler Tıp Bölümü’nden Profesör Hans Wandall ve Kopenhag Glikomik Merkezi
Bugün saman nezlesi de dahil olmak üzere bazı alerji türleri için aşılar var. Danimarka’da tedavi genellikle üç ila beş yıl sürer ve düzenli enjeksiyonlar içerir. Ne yazık ki, aşılar herkes üzerinde çalışmaz. Bazıları iyileşir, bazıları daha az semptom alırken, bazıları hiçbir etki yaşamaz. Örneğin, çim poleni alerjisine karşı bir başka tedavi seçeneği, üç yıl boyunca günlük olarak alınacak bir oral liyofilizattır.
Saman Nezlesi Test Alerjeni Olarak Huş
Araştırmacılar, enjeksiyon olarak verilen yeni aşıyı fareler üzerinde ve insan hücreleri üzerinde in vitro testlerde test ettiler. Test alerjeni olarak huş ağacı kullandılar. Alerjen, bir kişi onunla temas ettiğinde veya yuttuğunda alerjiye neden olabilecek bir maddenin adıdır. Örneğin saman nezlesine neden olan alerjenlerin birçoğu glikoproteinlerdir. Araştırmacılar, aşılamanın etkisini iyileştirmek için alerjene şeker molekülleri eklediler.
Çalışmada, şeker moleküllerinin, bir alerjenin bağışıklık sistemindeki doğru hücrelere ulaşmasını sağlamak ve aşı alımını arttırmak, bunun etkisini arttırmak için kullanılabileceğini gösteriyoruz. Aynı zamanda, şeker molekülleri bağışıklık sistemindeki farklı bir hücre grubunun, T hücrelerinin aktivitesini arttırır, bu da sürecin fonksiyonel kısmını gerçekleştirmeye yardımcı olur. Bir sonraki adım, portföyümüzü arttırmak için daha fazla şeker molekülünü test etmek ve umarım aşı platformunu daha da geliştirmek için kullanılabilecek daha fazla şeker yapısını tanımlamaktır.
Projeye başkanlık eden Yardımcı Doçent Caroline Benedicte K.
Hücresel ve Moleküler Tıp Bölümü ve Kopenhag Glikomik Merkezi tarafından ilaç şirketi ALK-Abelló ile yakın işbirliği içinde yürütülmektedir.
Araştırmacılar, insan alerjisi hastalarında kullanılacak kadar etkili hale getirmek için aşıyı daha da geliştirmeye çalışıyorlar. Şeker moleküllerini kullanarak bir aşının optimize edilmesi yöntemi, potansiyel olarak diğer hastalıklar için tedavileri optimize etmek için de kullanılabilir. Araştırmacılar, şeker moleküllerini alerjenlerle birleştirmek yerine, onu farklı proteinlerle birleştirebilirler.
Hangi şeker moleküllerinin aşılarla bağlantılı olarak yararlı olduğunu keşfediyoruz – sadece alerji için aşılar değil, genel olarak aşılar. Şeker moleküllerinin bağışıklık sisteminin çeşitli hastalıklara tepkilerindeki rolünü anlayarak başlıyoruz. Örneğin, yöntemimiz potansiyel olarak kanser ve otoimmün bozukluklar gibi alanlarda da kullanılabilir
Profesör Hans Wandall.
Bu yazı Katalay.net sitesinden Türkçe’ye çevrilmiştir.